İş dünyası, ilan edilmiş insan haklarını desteklemeli ve haklara saygı duymalı.
Neden Sürdürülebilirlik?
SORUMLULUK
KORUMA
NESİLLERE MİRAS
KALİTESİ
KORUMA
Sürdürülebilirlik Raporlarımız
Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi Katılımcısı Olarak Geleceğe Güven Sağlamaktan Gurur Duyuyoruz!
Gediz Perakende olarak, dünyanın en kapsamlı sürdürülebilirlik platformu olan Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin (UN Global Compact) katılımcısı olmanın gururunu ve mutluluğunu yaşıyoruz.
İşimizi en iyi şekilde yaparak markamızı geleceğe taşırken; bireylere, topluma, ülkemize ve çevreye karşı sorumluluklarımızı da yerine getiriyoruz. Bu doğrultuda, etik dışı veya haksız bir uygulama ile karşılaştığımızda sesimizi duyurmaktan çekinmiyor; tüm prosedür ve kurallara uygun olarak şeffaf ve hesap verebilir bir çalışma tarzı benimseyerek davranışlarımızın hayata etkilerini daima hesaba katıyoruz.
Sözleşme katılımcısı olarak tüm iş süreçlerimizde; insan hakları, çalışma standartları, çevre ve
yolsuzlukla mücadele gibi alanlarda Birleşmiş Milletler Küresel İlkeleri’ne uymayı taahhüt ediyor, söz konusu prensipleri
gözetmenin yanı sıra bu alanlardaki çalışmalarımızı her yıl raporlayarak yerine
getirdiğimiz taahhütleri somut göstergelerle ortaya koyuyoruz.
Gediz Perakende olarak, insan odaklı yaklaşımımız ve sürdürülebilir hedeflerimizle sektörde fark yaratan çalışmalarımıza devam edeceğiz.
BM Küresel İlkeler Sözleşmesi’nde belirtilen 10 temel evrensel ilkeye uygun davranacağımızın taahhüdüne ilişkin mektubumuza ve şirket profilimize bu linkten ulaşabilirsiniz.
Saygılarımızla.
BM Küresel İlkeler
Sözleşmesi’nde Belirtilen 10 Temel Evrensel İlke
İNSAN HAKLARI
yönelik olumsuz etkilere yol açmamalı, açılmasına katkıda
bulunmamalı ve ortaya çıkabilecek herhangi bir etkiyi yönetmeli;
ve İşletme, bu etkilerin oluşmasına katkıda bulunmamışsa dahi iş
ilişkileri sonucu ortaya çıkan faaliyetler, ürünler ve sunduğu hizmetlerle
doğrudan ilişkili olumsuz etkileri önlemeye ve hafifletmeye çalışmalıdır.
İnsan haklarını desteklemek, bu alandaki gönüllü eylemleri ifade etmektedir.
Bu eylemler; şirketin temel iş faaliyetlerini, stratejik toplumsal yatırım ve
hayırseverlik faaliyetlerini, savunuculuk ve kamu politikalarına katılımını,
kurduğu ortaklıkları ve ortaklaşa eylemlerini içerebilmektedir.
Bununla birlikte, insan haklarını desteklemek, insan haklarına
saygılı olmanın yerine geçmemektedir. Uygulamada,
insan haklarına saygılı olmak ve onları desteklemek
genellikle birbirleriyle yakından ilişkilidir.
İlke 1 hakkında daha fazla bilgiye buradan
ulaşabilirsiniz.
İNSAN HAKLARI
açtığı insan hakları ihlallerine dahil olmamayı ifade etmektedir. İnsan hakları
ihlalleri suç ortaklığı riski, zayıf yönetimlerin veya insan hakları ihlallerinin
bulunduğu alanlarda özellikle yüksektir. Yine de bu risk her ülkede tüm
sektörlerde mevcuttur.
İlke 2 hakkında daha fazla bilgiye buradan
ulaşabilirsiniz.
ÇALIŞMA STANDARTLARI
ve gönüllü bir şekilde kendi seçtikleri örgütleri kurma ve bunlara
katılma haklarını ifade etmektedir. Bu örgütler faaliyetlerini –mesleki
çıkarlarını destekleme ve savunma da dahil olmak üzere- herhangi bir
müdahale olmaksızın serbestçe yürütme hakkına sahiptir. Toplu müzakere,
çalışanların ve işçilerin işteki hüküm ve koşullar da dahil bütün ilişkilerini tartışıp
görüştüğü gönüllü süreç veya faaliyetler anlamına gelmektedir. (Uluslararası
Çalışma Örgütü, ILO) UN Global Compact, şirketlerin mevcut işçi-işveren ilişki
yapılarını değiştirmelerini zorunlu kılmamakta ve belirli bir ulusal kanunun
uluslararası standartlara uygun olup olmadığına dair herhangi bir görüş
belirtmemektedir. Uluslararası İşverenler Teşkilatı (IOE) çalışma
standartları ilkelerinin işletmeler için ne anlama geldiğine ilişkin,
UN Global Compact için İşveren Rehberi’ni geliştirmiştir.
İlke 3 hakkında daha fazla bilgiye buradan
ulaşabilirsiniz.
ÇALIŞMA STANDARTLARI
borç esareti, alıkoyma ve kaçırma, işyerine kapatılma, mahkumların
emek ve hizmetlerinin, kamu makamlarının gözetimi olmadan ve mecburi
bir şekilde şirketler tarafından işe alınarak veya onların idaresine bırakılarak
kullanılması, düşünce ve ifade özgürlüğünü cezalandırmayı gerektiren işler, zorla
fazla mesai yaptırma, iş için gerekli belgelerin (pasaport gibi finansal veya kişisel
belgeler) alıkonulması, kiralanması, ücretlerin ödenmemesi ve teşvik
edilmiş borçlanma gibi uygulamaları içermektedir.
İlke 4 hakkında daha fazla bilgiye buradan
ulaşabilirsiniz.
ÇALIŞMA STANDARTLARI
borç esareti, alıkoyma ve kaçırma, işyerine kapatılma, mahkumların
emek ve hizmetlerinin, kamu makamlarının gözetimi olmadan ve mecburi
bir şekilde şirketler tarafından işe alınarak veya onların idaresine bırakılarak
kullanılması, düşünce ve ifade özgürlüğünü cezalandırmayı gerektiren işler, zorla
fazla mesai yaptırma, iş için gerekli belgelerin (pasaport gibi finansal veya
kişisel belgeler) alıkonulması, kiralanması, ücretlerin ödenmemesi ve teşvik
edilmiş borçlanma gibi uygulamaları içermektedir. Gelişmiş Ülkeler
Gelişmekte olan ülkeler Hafif İş 13 yaş 12 yaş Düzenli İş 15 yaş 14 yaş
Tehlikeli İş 18 yaş 18 yaş 182 Sayılı ILO Sözleşmesi’ne göre, hükümetlerin,
çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerini (kölelik, seks işçiliği, pornografi,
yasadışı faaliyetlere ve çocuğun sağlığına, güvenliğine veya ahlakına
zarar verebilecek işler) ortadan kaldırmaya öncelik
vermesi gerektirmektedir.
İlke 5 hakkında daha fazla bilgiye buradan
ulaşabilirsiniz.
ÇALIŞMA STANDARTLARI
var olan gereksinimlerle ilişkili olmayan ırk, renk, cinsiyet,
din, siyasi düşünce, ulusal ve sosyal köken, yaş, engellilik, HIV/AIDS
durumu, sendika üyeliği ve cinsel yönelim gibi özellikler nedeniyle insanların
farklı ya da olumsuz davranışlara maruz kalması durumunu ifade etmektedir.
Ayrımcılık; işe alma, ücretlendirme, çalışma saatleri, iş güvenliği, atama,
performans değerlendirmesi ve terfi, annelik koruması, eğitim ve
fırsatlar ve iş sağlığı ve güvenliği gibi çeşitli durumlarda
görülebilmektedir.
İlke 6 hakkında daha fazla bilgiye buradan
ulaşabilirsiniz.
ÇEVRE
Rio Bildirisi’nin 15. ilkesi, ihtiyati yaklaşımı şöyle tanımlamaktadır:
“Ciddi ve geri alınamaz bir hasar tehdidinin olduğu durumlarda, tam
bilimsel kesinliğin olmaması, çevresel bozulmayı önlemeye yönelik ekonomik
önlemlerin alınmasını ertelemek için mazeret olarak kullanılamaz.” Kısacası,
sağlık ve çevre için ciddi ve geri alınamaz bir tehdit oluştuğunda, bu tehdit
tamamen anlaşılmamış veya saptanmamış olsa dahi tedbir tedaviden iyidir.
İş dünyası, çevreyi korumak için ekonomik önlemleri desteklemeli
ve bilimsel belirsizlikleri çevresel sorunlara yönelik eylemleri
ertelemek için mazeret olarak kullanmamalıdır.
İlke 7 hakkında daha fazla bilgiye buradan
ulaşabilirsiniz.
ÇEVRE
süreçlerine entegre edilmiş uygun yasa, tüzük ve girişimler rehberliğinde
öz denetimi artırmalı; şeffaflığı, çalışan ve kamuoyuyla diyaloğu teşvik etmelidir.”
Kurumsal çevresel sorumluluk artık iş dünyasının temel bir meselesi olarak
görülmektedir. Çevreye karşı sorumlu iş yapmak, risk yönetiminin yanı sıra
kaynakların gittikçe daha kısıtlı hâle geldiği bir dünyada işletmenin uzun vadede
sürdürülebilirliğini destekler ve inovasyonu teşvik eder. Müşteriler,
yatırımcılar, hükümetler, çalışanlar ve STK’lar da dahil olmak
üzere tüm paydaşlar, işletmelerden çevresel etkilerini en aza
indirmelerini ve mümkünse olumlu etkiler yaratmalarını
beklemektedir.
İlke 8 hakkında daha fazla bilgiye buradan
ulaşabilirsiniz.
ÇEVRE
daha sürdürülebilir şekilde kullanan, daha çok atık ve ürün geri dönüştüren ve/veya
atıkları yerine kullanılabilecek kaynaklardan çok daha etkili bir şekilde yöneten teknolojileri kapsar.
İlke 9 hakkında daha fazla bilgiye buradan
ulaşabilirsiniz.
YOLSUZLUKLA MÜCADELE
ve diğer yolsuzluk biçimlerinden kaçınmakla kalmayıp aynı zamanda,
yolsuzluğa karşı politikalar ve somut programlar geliştirmesini de gerektirir.
Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi 10. İlke’nin temelini oluşturan yasal dayanaktır.
İlke 10 hakkında daha fazla bilgiye buradan
ulaşabilirsiniz.
İş dünyası, insan hakları ihlallerinin suç ortağı olmamalı.
İş dünyası, çalışanların sendikalaşma ve toplu müzakere özgürlüğünü desteklemeli.
Zorla ve zorunlu işçi çalıştırma uygulamasına son verilmeli.
Her türlü çocuk işçi çalıştırılmasına son verilmeli.
İşe alım ve işe yerleştirmede ayrımcılığa son verilmeli.
İş dünyası, çevre sorunlarına karşı ihtiyati yaklaşımları desteklemeli.
Çevresel sorumluluğu artıracak her türlü faaliyete ve oluşuma destek vermeli.
Çevre dostu teknolojilerin gelişmesini ve yaygınlaşmasını desteklemeli.
İş dünyası, rüşvet ve haraç dahil her türlü yolsuzlukla savaşmalı.
İşletmeler kendi faaliyetleri aracılığıyla insan haklarına yönelik olumsuz etkilere yol açmamalı, açılmasına katkıda bulunmamalı ve ortaya çıkabilecek herhangi bir etkiyi yönetmeli; ve İşletme, bu etkilerin oluşmasına katkıda bulunmamışsa dahi iş ilişkileri sonucu ortaya çıkan faaliyetler, ürünler ve sunduğu hizmetlerle doğrudan ilişkili olumsuz etkileri önlemeye ve hafifletmeye çalışmalıdır.
İnsan haklarını desteklemek, bu alandaki gönüllü eylemleri ifade etmektedir. Bu eylemler; şirketin temel iş faaliyetlerini, stratejik toplumsal yatırım ve hayırseverlik faaliyetlerini, savunuculuk ve kamu politikalarına katılımını, kurduğu ortaklıkları ve ortaklaşa eylemlerini içerebilmektedir. Bununla birlikte, insan haklarını desteklemek, insan haklarına saygılı olmanın yerine geçmemektedir. Uygulamada, insan haklarına saygılı olmak ve onları desteklemek genellikle birbirleriyle yakından ilişkilidir.
İlke 1 hakkında daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
İkinci ilke, başka herhangi bir işletme, hükümet veya bireyin yol açtığı insan hakları ihlallerine dahil olmamayı ifade etmektedir. İnsan hakları ihlalleri suç ortaklığı riski, zayıf yönetimlerin veya insan hakları ihlallerinin bulunduğu alanlarda özellikle yüksektir. Yine de bu risk her ülkede tüm sektörlerde mevcuttur.
İlke 2 hakkında daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Sendika özgürlüğü, bütün işçilerin ve çalışanların özgürce ve gönüllü bir şekilde kendi seçtikleri örgütleri kurma ve bunlara katılma haklarını ifade etmektedir. Bu örgütler faaliyetlerini –mesleki çıkarlarını destekleme ve savunma da dahil olmak üzere- herhangi bir müdahale olmaksızın serbestçe yürütme hakkına sahiptir. Toplu müzakere, çalışanların ve işçilerin işteki hüküm ve koşullar da dahil bütün ilişkilerini tartışıp görüştüğü gönüllü süreç veya faaliyetler anlamına gelmektedir. (Uluslararası Çalışma Örgütü, ILO) UN Global Compact, şirketlerin mevcut işçi-işveren ilişki yapılarını değiştirmelerini zorunlu kılmamakta ve belirli bir ulusal kanunun uluslararası standartlara uygun olup olmadığına dair herhangi bir görüş belirtmemektedir. Uluslararası İşverenler Teşkilatı (IOE) çalışma standartları ilkelerinin işletmeler için ne anlama geldiğine ilişkin, UN Global Compact için İşveren Rehberi’ni geliştirmiştir.
İlke 3 hakkında daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Zorla ve zorunlu işçi çalıştırmak; kölelik, bağlı emek veya borç esareti, alıkoyma ve kaçırma, işyerine kapatılma, mahkumların emek ve hizmetlerinin, kamu makamlarının gözetimi olmadan ve mecburi bir şekilde şirketler tarafından işe alınarak veya onların idaresine bırakılarak kullanılması, düşünce ve ifade özgürlüğünü cezalandırmayı gerektiren işler, zorla fazla mesai yaptırma, iş için gerekli belgelerin (pasaport gibi finansal veya kişisel belgeler) alıkonulması, kiralanması, ücretlerin ödenmemesi ve teşvik edilmiş borçlanma gibi uygulamaları içermektedir.
İlke 4 hakkında daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Zorla ve zorunlu işçi çalıştırmak; kölelik, bağlı emek veya borç esareti, alıkoyma ve kaçırma, işyerine kapatılma, mahkumların emek ve hizmetlerinin, kamu makamlarının gözetimi olmadan ve mecburi bir şekilde şirketler tarafından işe alınarak veya onların idaresine bırakılarak kullanılması, düşünce ve ifade özgürlüğünü cezalandırmayı gerektiren işler, zorla fazla mesai yaptırma, iş için gerekli belgelerin (pasaport gibi finansal veya kişisel belgeler) alıkonulması, kiralanması, ücretlerin ödenmemesi ve teşvik edilmiş borçlanma gibi uygulamaları içermektedir.
Gelişmiş Ülkeler | Gelişmekte olan ülkeler | |
Hafif İş | 13 yaş | 12 yaş |
Düzenli İş | 15 yaş | 14 yaş |
Tehlikeli İş | 18 yaş | 18 yaş |
182 Sayılı ILO Sözleşmesi’ne göre, hükümetlerin, çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerini (kölelik, seks işçiliği, pornografi, yasadışı faaliyetlere ve çocuğun sağlığına, güvenliğine veya ahlakına zarar verebilecek işler) ortadan kaldırmaya öncelik vermesi gerektirmektedir.
İlke 5 hakkında daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
İşe alma ve işte ayrımcılık, liyakat veya işin özünde var olan gereksinimlerle ilişkili olmayan ırk, renk, cinsiyet, din, siyasi düşünce, ulusal ve sosyal köken, yaş, engellilik, HIV/AIDS durumu, sendika üyeliği ve cinsel yönelim gibi özellikler nedeniyle insanların farklı ya da olumsuz davranışlara maruz kalması durumunu ifade etmektedir. Ayrımcılık; işe alma, ücretlendirme, çalışma saatleri, iş güvenliği, atama, performans değerlendirmesi ve terfi, annelik koruması, eğitim ve fırsatlar ve iş sağlığı ve güvenliği gibi çeşitli durumlarda görülebilmektedir.
İlke 6 hakkında daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma üzerine Rio Bildirisi’nin 15. ilkesi, ihtiyati yaklaşımı şöyle tanımlamaktadır: “Ciddi ve geri alınamaz bir hasar tehdidinin olduğu durumlarda, tam bilimsel kesinliğin olmaması, çevresel bozulmayı önlemeye yönelik ekonomik önlemlerin alınmasını ertelemek için mazeret olarak kullanılamaz.”
Kısacası, sağlık ve çevre için ciddi ve geri alınamaz bir tehdit oluştuğunda, bu tehdit tamamen anlaşılmamış veya saptanmamış olsa dahi tedbir tedaviden iyidir. İş dünyası, çevreyi korumak için ekonomik önlemleri desteklemeli ve bilimsel belirsizlikleri çevresel sorunlara yönelik eylemleri ertelemek için mazeret olarak kullanmamalıdır.
İlke 7 hakkında daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
“İş dünyası ve özel sektör, iş planlamasına ve karar alma süreçlerine entegre edilmiş uygun yasa, tüzük ve girişimler rehberliğinde öz denetimi artırmalı; şeffaflığı, çalışan ve kamuoyuyla diyaloğu teşvik etmelidir.”
Kurumsal çevresel sorumluluk artık iş dünyasının temel bir meselesi olarak görülmektedir. Çevreye karşı sorumlu iş yapmak, risk yönetiminin yanı sıra kaynakların gittikçe daha kısıtlı hâle geldiği bir dünyada işletmenin uzun vadede sürdürülebilirliğini destekler ve inovasyonu teşvik eder. Müşteriler, yatırımcılar, hükümetler, çalışanlar ve STK’lar da dahil olmak üzere tüm paydaşlar, işletmelerden çevresel etkilerini en aza indirmelerini ve mümkünse olumlu etkiler yaratmalarını beklemektedir.
İlke 8 hakkında daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Çevre dostu teknolojiler; çevreyi koruyan, kirliliği azaltan, bütün kaynakları daha sürdürülebilir şekilde kullanan, daha çok atık ve ürün geri dönüştüren ve/veya atıkları yerine kullanılabilecek kaynaklardan çok daha etkili bir şekilde yöneten teknolojileri kapsar.
İlke 9 hakkında daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
10. İlke, UN Global Compact katılımcılarının yalnızca rüşvet, zorbalık ve diğer yolsuzluk biçimlerinden kaçınmakla kalmayıp aynı zamanda, yolsuzluğa karşı politikalar ve somut programlar geliştirmesini de gerektirir. Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi 10. İlke’nin temelini oluşturan yasal dayanaktır.
İlke 10 hakkında daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
CDP İklim Değişikliği
Programı A Listesindeyiz!
Karbon Saydamlık Projesi (CDP)
Dünyanın en büyük çevre raporlama platformu olan Karbon Saydamlık Projesi’nin İklim Değişikliği Programı’nda A Listesi’nde yer aldık. İklim değişikliğine karşı kurumsal şeffaflık performansıyla, aldığımız sorumluluğu teyit eden A notu, şirketimizin proaktif yaklaşımını, daha yeşil ve sürdürülebilir bir geleceği teşvik etme konusundaki kararlılığını yansıtıyor. Faaliyetlerimizi sürdürmek için tükettiğimiz enerji miktarında iyileşmeyi sağlamak üzere geliştirdiğimiz uygulamalar, enerjiyi daha verimli kullanabilmek hedefiyle imza attığımız yenilikler sayesinde kazandığımız bu başarıyı sürdürmek için çalışıyoruz.
Sürdürülebilirlik Raporumuza LACP'dan Uluslararası Ödül
2023 yılına ait sürdürülebilirlik raporumuzla, dünyanın saygın platformlarından biri olan LACP (League of American Communications Professionals) Vision Awards yıllık rapor yarışmasında “Enerji-Ekipman ve Hizmetler” kategorisinde büyük bir başarı elde ettik. Raporumuz, 2023'ün “En İyi 20 Türk Raporu” arasında yer almış ve sektörümüzde “Gümüş” derece elde etmiştir. Bu ödül, güçlü iletişim stratejilerimizin ve sürdürülebilirlik hedeflerimize ulaşma konusundaki kararlılığımızın da bir göstergesidir. Sürdürülebilirlik vizyonumuzla; çevresel, sosyal ve ekonomik taahhütlerimizi sürdürmeye devam ederek, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz. Sürdürülebilirlik Raporuna linkten ulaşabilirsiniz.